Menstrüel siklüsün ikinci yarısında, ortaya çıkan ve mentrüasyonla birlikte ortadan kalkan bazı rahatsızlıkların, günlük aktiviteyi engelleyecek ve tedaviyi gerektirecek boyutlarda oluşu premenstrüel sendrom adını alır.
Genellikle adet kanamasından 7-14 gün önce başlayan, kişisel farklılıklara göre değişik semptomlar kompleksi gösteren ve bu nedenle bir sendrom olarak isimlendirilen premenstrüel sendrom (PMS), ilk olarak ruhsal yapıda labilite ve ödem oluşumuna eğilim olarak tanımlanmıştır. PMS 150-200 kadar semptomu gösterilmiş olan gayet geniş spektrumlu semptomatolojiye sahip, bir psikonöroendokrin hastalıktır.
En sık görülen semptomlar, memelerde ağrı, ödem, karın şişkinliği ve ruhsal yapı değişiklikleridir. Kadınların yaklaşık olarak %30-50’sinde PMS vardır. Genellikle 25-35 yaşlarında görülür. Bu kadar sık görülmesine rağmen, kadın yaşamının siklik, fizyolojik bir olayı olarak benimsenmiş ve konu üzerinde bugüne kadar yeterli çalışma yapılmamıştır.
Premenstrual sendroma bağlı yakınmaların azaltılabilmesi için sağlıklı beslenme, kalsiyum, magnezyum ve manganez gibi minerallerin ve A, B6 ve E vitaminlerinin alınması önerilir. Ayrıca yakınmalara göre ağrı kesiciler, antidepresanlar (depresyonu önleyen ilaçlar), doğum kontrol hapları kullanılabilir. Bazı herbal preparatlar da (eveing primerose oil, agnus castus, gibi) premenstrual sendroma bağlı yakınmaların önlenmesi için kullanılmaktadır.